Mecnun'un Köpeği Öpmesi

 

 

 

Mecnun Leyla'nın aşkıyla yanıp dururken bir gün bir köpeği yakaladı. Öpüp koklamaya başladı. Bunu görenler başına toplandılar onu tan etmeye, ayıplamaya başladılar :

- "A!.. akılsız Mecnun sen iyice işi azıttın. Bu yaptığın deliliğin de azgınlığın da sınırını aştı. Hiç köpek öpülüp sevilir mi? Köpek daima pis şeyler yer, gerisini bile diliyle yalayarak temizler, o necis bir hayvandır."   

Bunları duyan mecnun güldü :

- "Ne gafil ne cahil kimselersiniz siz. Sizin gördüğünüz bu köpek sıradan bir köpek değil o Leyla'nın mahallesinin köpeği... Bu köpek benim için en değerli bir varlıktır, Allah'ın (c.c) çözülmez bir sırrıdır. Birçok yer varken o Leyla'nın mahallesini mekan tutmuş kutlu bir hayvandır.     

Sizin gözünüzde aşağılık bir hayvan olan bu köpeğe bir de benim gözümle bakın bakalım. O zaman da böyle düşünebilecek misiniz?     

Sizin gözünüzde rastgele bir hayvan olan bu köpek benim sırdaşım, gamdaşımdır. Onun gözleri Leyla'mı gören mübarek gözlerdir. Onun ayakları Leyla'mın bastığı topraklarda dolaşan ayaklardır. Ben bu gözleri nasıl öpmeyeyim, bu ayaklara nasıl yüz sürmeyeyim." dedi.

 

 

 

DİL-İ BİÇARE

ANLAT DİL-İ BİÇARE'DEN, 
SUN DA İÇSİN YAR ELİNDEN
YANİ HEP BİLİNEN,
ŞEYLERDEN OLSUN
SEN SÖYLE DEDE'NİN
"ZÜLFÜNDEDİR BAHT-I SİYAHIM" BESTESİNİ

MEVLANA'DAN

Hergün bir yerden göçmek, ne iyi,
Hergün bir yere konmak, ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş,
Dünle beraber gitti. Cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi Yeni şeyler söylemek lazım...

NOKTA-I ESRAR

Kur’an’a İncil’e Zebur’a Tevrat’a
İman eden etmiş vahdet-i zata
Biri nefye memur biri ispata
“Lâ, illâ” da, “illâ, lâ” da olamaz
Seyrani