174 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi
Ömer Seyfettin (1884-1920) Türk edebiyatının en çok okunan hikaye yazarıdır. Asker ve öğretmendir. Türk kısa hikayeciliğinin kurucu ismidir. Ayrıca edebiyatta Türkçülük akımının kurucularındandır. Türkçede sadeleşmenin savunucusudur. Kısa ömrüne çok sayıda eser sığdırmıştır. En tanınan eseri "Kaşağı" isimli öyküsüdür.
Ömer Seyfettin'in eserlerinden Ant, Diyet, Forsa, İlk Cinayet, Kaşağı, Pembe İncili Kaftan, Yeni Bir Hediye gibi örnekleri bu bölümümüzde bulabilirsiniz..
Bir gün iki sevgili gündüzden bir buluşma yeri tespit ederler ve derler ki; bu gece şu kayanın dibinde buluşalım. Gece olur ve oğlan erken saatte kayanın dibinde ayın inmesini ve sevgilisinin gelmesini bekler.
Beri gel başımın bahtı evimin tahtı,
Evden çıkıp yürüyünce servi boylum..
Topuğunda sarmaşınca kara saçlım,
Kurulu yaya benzer çatma kaşlım..
Çift badem sığmayan dar ağızlım,
Kavunum yemişim düvleğim
Görüyor musun neler oldu..
Görelim Han'ım başka neler söylemiş..
Bir zamanlar Afrika’daki bir ülkede hüküm süren bir kral vardı. Kral, daha çocukluğundan itibaren arkadaş olduğu, birlikte büyüdüğü bir dostunu hiç yanından ayırmazdı. Nereye gitse onu da beraberinde götürürdü. Kralın bu arkadaşının ise değişik bir huyu vardı. İster kendi başına gelsin ister başkasının, ister iyi olsun ister kötü, her olay karşısında hep aynı şeyi söylerdi:
"Bunda da bir hayır var!" ...
Bir gün kralla arkadaşı birlikte ava çıktılar. Kralın arkadaşı tüfekleri dolduruyor, krala veriyor, kral da ateş ediyordu. Arkadaşı muhtemelen tüfeklerden birini doldururken bir yanlışlık yaptı ve kral ateş ederken tüfeği geriye doğru patladı ve kralın baş parmağı koptu...
Nemrud'un İbrahim Aleyhisselam'ı ateşe atacağını duyan karınca ağzına bir su damlası alıp ateşe doğru taşımaya başlamış.O sırada başka bir karınca
- Bu taşıdığın su damlası ile o ateşi söndüremezsin neden böyle bişey yapıyorsun. diye sormuş
Diğer karınca:
- Olsun hiç olmazsa safım belli olur. demiş
“Siyahi bir kimseye; “Çirkinsin” dendi. Adam öyle bir cevap verdi ki, söyleyen bu sözü söylediğine pişman oldu. O sözü söyleyene siyahi;
“Sûretimi ve şeklimi ben yapmadım ki, beni ayıplıyorsun. Çirkin isem sana ne? Güzeli, çirkini yaratan ben değilim ki.” SADİ ŞİRAZİ
"Gönlüm sevgilinin muhabbeti ile öylesine dolu ki orada kimsenin kinine yer yok." İşte Sadi söylemiş bu doğru sözü.Hadi biz de Sadi'ye az kulak verelim bakalım neler diyor?
Mesnevinin sonsuzluğunu sınırlanmış web alanı üzerine yansıtmak tabiki de mümkün değil ama istedik ki sizlere Mesnevi bir web sayfası kadar yakında olsun..
"Ya Rabbi! Bana ne senin zikrini unutturacak, sana şevkimi söndürecek, seni tesbih ederken duyduğum ezzeti kesecek bir hastalık; ne de beni azdıracak, şer ve kötülüğümü artıracak bir sıhhat ver. Ey Merhamet edenlerin merhametlisi! Merhametinle bu duamı kabul et."
Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rumî
ANLAT DİL-İ BİÇARE'DEN,
SUN DA İÇSİN YAR ELİNDEN
YANİ HEP BİLİNEN,
ŞEYLERDEN OLSUN
SEN SÖYLE DEDE'NİN
"ZÜLFÜNDEDİR BAHT-I SİYAHIM" BESTESİNİ
Hergün bir yerden göçmek, ne iyi,
Hergün bir yere konmak, ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş,
Dünle beraber gitti. Cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi Yeni şeyler söylemek lazım...
Kur’an’a İncil’e Zebur’a Tevrat’a
İman eden etmiş vahdet-i zata
Biri nefye memur biri ispata
“Lâ, illâ” da, “illâ, lâ” da olamaz
Seyrani