Behlül Dânâ kendi bacağından asılmış koyun

Behlül Dânâ ‘nın her gün halka doğru yolu göstermek için söylediği sözlerden rahatsız olanlar, Hârûn Reşîd'e gidip;

“Sultanım, bizim yaptıklarımızın ona ne zararı var? Bizi kendi hâlimize bıraksın. Sonra her koyun kendi bacağından asılır." Diyerek behlülü  şikâyet ettiler. Bunun üzerine Hârûn Reşîd, Behlül Dânâ'yı çağırtıp, halkın şikayetini ve  isteklerini bildirdi.

Behlül Dânâ  hiç sesini çıkarmadan sarayı terk etti. Birkaç koyun alıp kesti, bacaklarından mahallenin ortasında bulunan evinin bahçesindeki ağaçlara ve bahçenin köşelerine  astı. Bunu gören halk gülerek; "Deliden başka ne beklenir, yaptığı işler hep böyle zâten." dedilerı.

Aradan günler geçtikçe, asılan hayvanlar kokmaya başladı ve bu kokudan  bütün mahalleli rahatsız olmaya başladı. Giderek mahallede kokudan durulmaz hâle gelince, aynı kişiler Hârûn Reşîd'e gidip, bu defa kokudan rahatsız oldukları durumu anlattılar.

Behlül Dânâ'yı çağırtıp, “Behlül Dânâ  bu ne haldir” diye sorduğunda:

Behlül Dânâ  dedi ki;

"Ben bir şey yapmadım, onlar değimliydi her koyunun kendi bacağından asıldığını söyleyenler, ben de onlara kendi bacağından asılmış koyunları gösterdim.kendi bacağından asılmış  koyunlardan onlara ne ki niye rahatsız olmuşlar"

BU KISSANIN BİR BAŞKA VERSİYONU DA ŞÖYLE:

Harun Reşit, kendisini sık sık ikaz eden Behlül Dânâ Hazretlerine: "- Sen kendi işine bak, dermiş. Her koyun kendi bacağından asılır" dermiş

Bir gün sarayı pis bir koku kaplamış. Sebebini araştırdıklarında, üst kattaki bir odada bacağından asılı bir koyun bulmuşlar. Tabi hemen bu işi yapanın Behlül olduğun  da keşfetmişler :

Halife Behlülü çağırtmış ve bunu neden yaptığını sorup, kendisini sıkıştırdığında:

- Gördüğünüz gibi, bu koyun da kendi bacağından asılmış efendim, demiş. Niye rahaatsız olduğunuzu anlayamadım demiş.  Tabi hailfe Harun Reşid dersini almış.

 

 

DİL-İ BİÇARE

ANLAT DİL-İ BİÇARE'DEN, 
SUN DA İÇSİN YAR ELİNDEN
YANİ HEP BİLİNEN,
ŞEYLERDEN OLSUN
SEN SÖYLE DEDE'NİN
"ZÜLFÜNDEDİR BAHT-I SİYAHIM" BESTESİNİ

MEVLANA'DAN

Hergün bir yerden göçmek, ne iyi,
Hergün bir yere konmak, ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş,
Dünle beraber gitti. Cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi Yeni şeyler söylemek lazım...

NOKTA-I ESRAR

Kur’an’a İncil’e Zebur’a Tevrat’a
İman eden etmiş vahdet-i zata
Biri nefye memur biri ispata
“Lâ, illâ” da, “illâ, lâ” da olamaz
Seyrani