Sarı Lira Gibi Ömrümüz
- Ayrıntılar
- Üst Kategori: ŞİİRLER
- Çarşamba, 14 Kasım 2007 04:10 tarihinde oluşturuldu
- Son Güncelleme: Salı, 12 Mart 2013 11:12
- Çarşamba, 14 Kasım 2007 04:09 tarihinde yayınlandı.
- Gösterim: 5147
Dediği gibi şairin;
“Yaşamak değil, beni bu telaş öldürecek”
O telaşla, bırakın Paris yolunda
Ilık rüzgarlara taratmayı saçlarımızı ,
Sevdiğimizle doyasıya bir sohbet bile edemedik biz…
Gözümüz saatte söyleştik hep,
Konuşur gibi seviştik, yarışır gibi çalıştık.
Hep yetişilecek bir yerler vardı
Aranacak adamlar, yapacak işler…
Bir sonraki günün telaşı, bir öncekinin tersine bulaştı;
Başkalarının hayatı, bizimkini aştı.
Kör karanlıkta çalar saat sesi yerine;
Kuşluk vakti, kızarmış ekmek kokusu
Veya yavuklu busesiyle uyanma düşlerini
Ha babam erteledik.
20’ li yaşlardayken 30’lara kurduk saatin alarmını,
30’larımızda 40’lara, sonra 50’lere…
Lakin öyle yanlış kurgulanmış ki hayat,
Kuşlukta uyanma fırsatını sunduğunda size,
Artık uyku girmez oluyor gözlerinize…
Doyasıya söyleşmek,
Telaşsız sevişmek için bol zamana kavuştuğunuzda,
Söyleşecek, sevişecek kimsecikler kalmıyor yanınızda…
Özenle yarına sakladığınız bir sarı lira gibi ömrümüz;
Vakti gelip sandıktan çıkardığınızda,
Bir de bakıyorsunuz ki,
Tedavülden kalkmış…
Erol bileda