El Üstünde El Vardır

Hazret-i Ömer bir gün daracık bir yerde adamın birinin ayağına basmış. Yoksulmuş adam. Ayağına basılınca fena halde canı yanmış. Fakat ayağına basanın Hazret-i Ömer olduğunu fark edememiş. Böyledir. Canı yanan kimse, dostu düşmandan ayıramaz.

Kızmış Ömer’e (r.a.), “kör müsün be adam?” diye çıkışmış. Adaletle dünyaya şöhret salmış olan Halife, “kör değilim, kaza oldu, özür dilerim” demiş, “beni bağışlayın”

Onlar öyleydi. İnsaflı, insanlara karşı hoşgörülü, adil ve sevgi doluydular. Akıllı insanlar alçakgönüllü olur. Meyvesi çok olan dal, yere eğilir, kavis gibi kıvrılır. Hayatında tevazu gösterenlerin başı hesap günü dik durur.

Kıyamet gününden korkuyorsan, senden korkanların hayatından geç.

Ey aşağılık insan!

Buyruğundakilere kötü davranma. Unutma, el üstünde el vardır.

DİL-İ BİÇARE

ANLAT DİL-İ BİÇARE'DEN, 
SUN DA İÇSİN YAR ELİNDEN
YANİ HEP BİLİNEN,
ŞEYLERDEN OLSUN
SEN SÖYLE DEDE'NİN
"ZÜLFÜNDEDİR BAHT-I SİYAHIM" BESTESİNİ

MEVLANA'DAN

Hergün bir yerden göçmek, ne iyi,
Hergün bir yere konmak, ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş,
Dünle beraber gitti. Cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi Yeni şeyler söylemek lazım...

NOKTA-I ESRAR

Kur’an’a İncil’e Zebur’a Tevrat’a
İman eden etmiş vahdet-i zata
Biri nefye memur biri ispata
“Lâ, illâ” da, “illâ, lâ” da olamaz
Seyrani