Kaplana Binen Gönül Eri

Gönül erlerinden biri bir kaplana binmiş elinde bir yılan, onu hızlı hızlı sürüp gidiyormuş.

Adamın biri: ‘’Bana da bu gittiğin yolda kılavuz ol ey Allahın yolcusu. Ne yaptın da yırtıcı bir hayvan sana ram oldu ve saadet yüzüğünün kaşına senin ismin kazıldı?‘’ demiş…

Gönül eri cevap vermiş: ‘’Kaplanın, yılanın, filin ve akbabanın bana zebun olmasında şaşılacak bir şey yok. Sende Allah’ın emrinden dışarı çıkma ki, senin emrinden de hiçbir şey dışarı çıkmasın. Memlekete hükmeden kimse Allah’ın buyruğundan ayrılmazsa, Allah da onun gözeticisi, yardımcısı olur. O seni dost bildikten sonra, imkânı yok düşmanın elinde bırakmaz. İşte yol budur! Bu yoldan yüze çevirme; yürü ve ne muradın varsa gör. Nasihat, ancak Sadi’nin sözlerinden hoşlanan kimsenin işine yarar…’’

 

DİL-İ BİÇARE

ANLAT DİL-İ BİÇARE'DEN, 
SUN DA İÇSİN YAR ELİNDEN
YANİ HEP BİLİNEN,
ŞEYLERDEN OLSUN
SEN SÖYLE DEDE'NİN
"ZÜLFÜNDEDİR BAHT-I SİYAHIM" BESTESİNİ

MEVLANA'DAN

Hergün bir yerden göçmek, ne iyi,
Hergün bir yere konmak, ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş,
Dünle beraber gitti. Cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi Yeni şeyler söylemek lazım...

NOKTA-I ESRAR

Kur’an’a İncil’e Zebur’a Tevrat’a
İman eden etmiş vahdet-i zata
Biri nefye memur biri ispata
“Lâ, illâ” da, “illâ, lâ” da olamaz
Seyrani