Haksız Yere Yakalanan İhtiyar

 Şam ülkesinin bir şehrinde bir kavga çıkmış ve bu arada mübarek bir ihtiyarı yakalayıp eline, ayağına zincir takmışlar. İhtiyarın o anda söylediği sözler hala aklımdadır. Demişti ki: 

“Sulatnın işareti olmadıktan sonra yağma etmeye kim cesaret edebilir? Ben böyle düşmanı sevmeliyim. Çünkü biliyorum, onu bana havale eden gene dostumdur. İster yücelik ve mevki olsun, ister zillet ve hapis olsun ben bütün bunları Tanrıdan bilirim; Ahmetten, Mehmetten değil.

” Ey akıllı kimse, hekim sana acı ilaç gönderdiği zaman hastalıktan korkma. Dost elinde gelen her şeyi iç. Hasta, hekimden daha bilgili değildir.

 

DİL-İ BİÇARE

ANLAT DİL-İ BİÇARE'DEN, 
SUN DA İÇSİN YAR ELİNDEN
YANİ HEP BİLİNEN,
ŞEYLERDEN OLSUN
SEN SÖYLE DEDE'NİN
"ZÜLFÜNDEDİR BAHT-I SİYAHIM" BESTESİNİ

MEVLANA'DAN

Hergün bir yerden göçmek, ne iyi,
Hergün bir yere konmak, ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş,
Dünle beraber gitti. Cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi Yeni şeyler söylemek lazım...

NOKTA-I ESRAR

Kur’an’a İncil’e Zebur’a Tevrat’a
İman eden etmiş vahdet-i zata
Biri nefye memur biri ispata
“Lâ, illâ” da, “illâ, lâ” da olamaz
Seyrani