Behlül Dânâ'nın camiye gelen değil namaz kılan getirmesi

Bir Ramazan günüydü. Abbasi halifesi Harun Reşid, çok sevdiği Behlül Dânâ hazretlerinden bir ricada bulunur:

– Akşam namazına camiye gittiğinde namaza gelen herkesi buraya getir de onlara iftar verelim.

Behlül Dânâ, akşam ezanı okununca camiye gider. Namaz kılındıktan sonra da beş on kişilik bir grupla Harun Reşid’in yanına giderler.

Harun Reşid şaşırır:

 – Ey Behlül! Ben sana namaza gelen herkesi iftara getir demiştim; ama sen beş on kişiyle geldin. O kadar cemaatin arasından bir sofralık bile adam getirmemişsin.

Behlül Dânâ', Harun Reşid’e der ki;

- Sen, benden camiye gelenleri değil, namaza gelenleri iftara getirmemi istedin. Ben de isteğinizi yerine getirmek için namazdan sonra cami kapısında durup çıkan cemaate hocanın namazda hangi sureyi okuduğunu sordum. Bunu da sadece getirdiklerim bildi. Camiye gelen çoktu; ama namaza gelenler demek ki bunlarmış.