Susmanın Erdemi

Dağın, yaptığı gibi ayağını eteğine çekersen başın heybetle gökleri aşar.

Ey çok bilen zat, tut dilini: çünkü yarın dilsizlerden hesap sorulmayacaktır.

Gizli hakikat cevherlerini sedef saçar  gibi dağıtanlar, ağızlarını inciden gayrı bir şey için açmamışlardır. Çok söyleyenin kulağı tıkanık olur. Nasihat de ancak susana işler. Nefes nefese konuşmak istersen kimsenin sözünden lezzet alamazsın.

Hazırlanmadan söylememeli; ölçmeden biçmek olmaz. Yanlışı, doğrudan iyice düşünenler, hazırcevap olan herzevekillerden üstündürler.

Söz, inansının nefsinde bir olgunluktur. Sözünle kendine noksanlık getirme. Sesi az çıkanın mahcup olduğunu asla göremezsin. Birazcık misk, bir yığın kilden iyidir.

On adam miktarı konuşan cahilden çekin. Bilginler gibi bir söyle, pir söyle. Yüz tane ok attın, yüzü de hatalı. Aklı başında asman bir defa at, fakat doğru at. Meydana çıktığı zaman yüz kızartacak olan bir sözü gizlice niçin söylemeli?

Duvarın önünde çok gıybet etme. Ardında dinleyen bulunabilir.

Kalbin içi bir kaledir. Dikkat et, sırlar kalenin kapısını açık bulmasın. Mumu dilinden yanar gördüğü içindir ki, bilgin kişi ağzını kapalı tutar.

DİL-İ BİÇARE

ANLAT DİL-İ BİÇARE'DEN, 
SUN DA İÇSİN YAR ELİNDEN
YANİ HEP BİLİNEN,
ŞEYLERDEN OLSUN
SEN SÖYLE DEDE'NİN
"ZÜLFÜNDEDİR BAHT-I SİYAHIM" BESTESİNİ

MEVLANA'DAN

Hergün bir yerden göçmek, ne iyi,
Hergün bir yere konmak, ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş,
Dünle beraber gitti. Cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi Yeni şeyler söylemek lazım...

NOKTA-I ESRAR

Kur’an’a İncil’e Zebur’a Tevrat’a
İman eden etmiş vahdet-i zata
Biri nefye memur biri ispata
“Lâ, illâ” da, “illâ, lâ” da olamaz
Seyrani