Kayserili Hacı Cemil Baba

İli kayseridir, bucağı  talas,
Şeksiz ve şüphesiz  özünde ihlas
Rumuzlu konuşur kimse anlamaz
Dilleri başkadır CEMİL BABA’nın

Halka perdelidir, hak’la sırlıdır
Ruhu tertemiz, kılıf kirlidir
Bağı hazan, kendi binbir hallidir
Gülleri başkadır CEMİL BABA’nın

Bir sembol gibidir dillerde adı,
Allah nazarı var, başkadır tadı
Dünyayı neylesin ‘Hu’dur muradı
Yolları başkadır CEMİL BABA’nın

Açığa vurunca sırları bazı
AKSAKAL BABA’ma eder nazı
Kendi aşık ama, telsizdir sazı
Telleri başkadır CEMİL BABA’nın

Libası hem yorgan, hem de  yatağı
Belinde bep bağlı çabut kuşağı
Ne evlendi nede tüter ocağı
Halleri başkadır CEMİL BABA’nın

Sevenleri eksik olmaz başından
Bazen celallenir, taşar kabından
Cemal tecelli gelir ardından
Nurları başkadır CEMİL BABA’nın

Evinin içinden görünür dışı
Hiç belli değildi yaz ile kışı
Günde birkaç lokma ekmektir aşı
Balları başkadır CEMİL BABA’nın

Meleğe günah yok, kalem mi yazar,
Kerametin yazsak sayfalar uzar,
Esrarlı bir çarşı, açılmaz Pazar
Malları başkadır CEMİL BABA’nın

Muhabbet tacını taşırken serde,
Bir burada görünür bir başka yerde
Gizli ayan olur, açılır perde,
Sırları başkadır CEMİL BABA’nın

Bazen yüzük verir, bazen nazarlık
Ticaret bilmez ya, yapar  pazarlık
Torbası sırtında etmez ağırlık
Yükleri başkadır CEMİL BABA’nın

Yediden yetmişe dilde sevgisi
Zamanın Behlül’ü, Allah vergisi
Matbuasız ilimde yaygın dergisi
Dillerde okunur CEMİL BABA’nın

Hem kaba, hem ince, hemi de arif
İrfanı olana gerekmez tarif
Kendisi ümmidir , görmemiş maarif   
Mektebi başkadır CEMİL BABA’nın

İçten içe nuru var ki görene
Gizli hazineyi saklar virane
Batını sırlıdır, zahiri divane
Esrarı başkadır CEMİL BABA’nın

Erenler yanında edep postunda
Zuhuratla sunar dosttan, dostuna
Nefsini kül edip, kaçmış aslına
Firarı başkadır CEMİL BABA’nın

Gönlünü aşk ile vermiş Mevlâya
Kapılmış bir kere kara sevdaya
Meyil edip bakmaz olmuş dünyaya
Bakışı başkadır CEMİL BABA’nın

Canı pek tatlıdır, değmesin nazar
İçini süslerde dışını bozar
Bir müflis YARALI aşk ile yazar
Yakışı başkadır CEMİL BABA’nın

Mustafa YARALI  1982

DİL-İ BİÇARE

ANLAT DİL-İ BİÇARE'DEN, 
SUN DA İÇSİN YAR ELİNDEN
YANİ HEP BİLİNEN,
ŞEYLERDEN OLSUN
SEN SÖYLE DEDE'NİN
"ZÜLFÜNDEDİR BAHT-I SİYAHIM" BESTESİNİ

MEVLANA'DAN

Hergün bir yerden göçmek, ne iyi,
Hergün bir yere konmak, ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş,
Dünle beraber gitti. Cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi Yeni şeyler söylemek lazım...

NOKTA-I ESRAR

Kur’an’a İncil’e Zebur’a Tevrat’a
İman eden etmiş vahdet-i zata
Biri nefye memur biri ispata
“Lâ, illâ” da, “illâ, lâ” da olamaz
Seyrani