Mevlana'dan Güzel Sözler - 2

  •  Verdiğini geri alan kişi, köpek gibi kusmuğunu yemiş olur.
  • Şarap kadehtedir ama kadehten meydana gelmemiştir ki. Ağzını,şarabı verene aç.
  • Ekme günü gizlemek toprağa tohumu saçmak günüdür. Devşirme günüyse tohumun bittiği gündür,karşılığını bulma günüdür.
  • Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir. Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır.
  • Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler?
  • Bülbüllerin güzel sesleri beğenilir de bu yüzden kafes çeker onları. Ama kuzgunla baykuşu kim kor kafese?
  • Meyve ekşi bile olsa, olmadıkça ona ham derler
  • Çayırlıktan, çimenlikten esip gelen yel, külhandan gelen yelden ayırt edilir.
  • Dünya malı, bedene tapanlara helaldir.
  • Gerçek kokusuyla, ahmağı kandıran yalan sözün kokusu, miskle sarımsak kokusu gibi, söz söyleyenin soluğundan anlaşılır.
  • Her dil, gönlün perdesidir. Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır.
  • Ahlaksızların bağırışıyla, yürekli yiğitlerin naraları, tilkiyle arslanın sesi gibi meydandadır.
  • Kötü nefis, yırtıcı kuştur.
  • Hırsın yemdir, cehennemse tuzak.
  • Doğan, avdan av getirir, fakat kendi kanadıyla uçar da avlanır. Padişah da bu yüzden onu keklikle, çil kuşuyla besler.
  • Dil, tencerenin kapağına benzer. Kıpırdadı da kokusu duyuldu mu ne pişiyor anlarsın.
  • Yemekle dolu karın, şeytanın pazarıdır.
  • Sözle anlatılan şey, yalan bile olsa, kokusu, gerçek olduğunu da haber verir, yalan olduğunu da.
  • Canım bedenimde oldukça, kulum, köleyim, seçilmiş Muhammet’in yolunun toprağıyım. Birisi sözlerimden bundan başka söz
    naklederse, o kişiden de bezmişim ben, o sözden de.
  • Sevgiden, tortulu bulanık sular arı-duru bir hale gelir. Sevgiden, dertler şifa bulur. Sevgiden, ölüler dirilir. Sevgiden, padişahlar
    kul olur. Bu sevgi de bilgi neticesidir.
  • Mumundur karanlık veren sana. Anlatırdım bunu ama, gönlünün beli kırılıverir. Gönül şişesini kırarsan artık, yaşamak fayda vermez.
  • Rüşvet alan para pul padişahı değiliz. Paramparça olmuş gönül hırkalarını diker, yamarız biz.
  • Aşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları olmasaydı, dünyada su da olmazdı, ateş de.
  • İki parmağının ucunu gözüne koy. Bir şey görebiliyor musun dünyadan? Sen göremiyorsun diye bu alem yok değildir.
    Görememek ayıbı, göstermemek kusuru, uğursuz nefsin parmağına ait işte.
  • İnsan, gözden ibarettir aslında, geri kalan cesettir. Göz ise ancak dostu görene denir.
  • A kardeş, keskin kılıcın üzerine atılmadasın, tövbe ve kulluk kalkanını almadan gitme.
  • Bir gömlek derdine düşeceksin ama belki o gömlek kefen olacaktır sana.
  • Dün geçti gitti. Dün gibi, dünün sözü de geçti. Bugün yepyeni bir söz söylemek gerek.
  • Saman çöpü gibi her yelden titrersin. Dağ bile olsan, bir saman çöpüne değmezsin.
  • O dağa bir kuş kondu, sonra da uçup gitti. Bak da gör, o dağda ne bir fazlalık var ne bir eksilme.
  • Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra
  • Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor, gama binlerce defa aferin.
  • Nefsin, üzüm ve hurma gibi tatlı şeylerin sarhoşu oldukça, ruhunun üzüm salkımını görebilir misin ki?
  • Ağzını kapa ve altın dolu avucunu aç. Ceset cimriliğini bırak da cömertliği seç.
  • İnanmışsan, tatlı bir hale gelmişsen, ölüm de inanmıştır, tatlılaşmıştır. Kafirsen, acılaşmışsan, ölüm de kafirleşir, acılaşır sana.
  • Doğruluk, Musa’nın asası gibidir. Eğrilik ise sihirbazların sihrine benzer. Doğruluk ortaya çıkınca, bütün eğrilikleri yutar.
  • Bir kötülük yaptıktan sonra pişmanlık hissetmek Allah’ın inayet ve muhabbetine mazhar olmanın delilidir.
  • Sıkıntı ve huzursuzluk mutlaka bir günahın cezası, huzur ise bir ibadetin karşılığıdır.