Cümlede Anlam

Cümle: Sözcüklerin yan yana gelerek bir duyguyu, bir düşünceyi, bir isteği, bir işi, kısacası bir yargıyı tam olarak anlatabilir duruma gelmiş biçimine cümle denir.

Burada,  cümlenin anlam yönü ele alınıp öznellik, nesnellik, karşılaştırma... gibi anlamlar ifade eden cümleler üzerinde durulacaktır.

 ÖZNEL ANLATIM 
Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişen, doğruluğu tartışılan düşüncelerin anlatıldığı yargılara öznel yargı denir. Bu yargıların kullanıldığı anlatıma da öznel  anlatım denir. Bu cümlelerde (yargılarda) bence ifadesi vardır.
 
*İzmir,tarihi ve doğal güzellikleriyle eşsiz bir şehrimizdir.

*Şair söyleyiş güzelliğiyle türkü tadında bir şiir sunuyor bize.

*Konferansa katılanların saçma sapan fikirleri beni iyice sıkmıştı.

*Yazar,sürükleyici anlatımı ve ilginç betimlemeleriyle okuyucuyu olayın içinde yaşatıyor.

*Çatık kaşları,yaralı yüzüyle insanı ürküten bir havası vardı.

 NESNEL ANLATIM  
Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişmeyen, deney ve gözleme dayanan tarafsız yargılara nesnel yargı denir. Bu yargıların kullanıldığı anlatıma da nesnel anlatım denir. Nesnel yargılarda duygu ve izlenimlere yer verilmez.
 
*Filmde olaylar küçük bir kasabada geçiyor.

*Eser dört bölüm halinde sinemaya uyarlanmış.

*Turizm gelirleri geçen yıla oranla yüzde 5’lik bir artış göstermiştir.

*Aruz ölçüsüyle yazılan şiirde nazım birimi dörtlüktür.

*Dört perdede oluşan bu oyunda yazar,aile bireyleri arasındaki sorunları anlatır.

 KOŞULA (ŞARTA) BAĞLILIK 
Bir olayın, durumun gerçekleşmesi için daha önceden olması gereken başka bir durumun varlığına “koşulluk” denir. Bu tip cümle anlamlarında “hangi şartla?” sorusunu temel cümleye sorduğumuzda gerçekleşmesi gereken koşulu bulabiliriz.
 
*Sanatçı yapıtında toplumu anlatırsa ölümsüzleşir

*Akşam baban gelsin , alışverişe çıkarız.

*Müzik dinleyebilirsin ama sesini fazla açmayacaksın.

*Akşama geri vermek üzere bu kitabı alabilirsin.

*Bizim buralara yağmur yağdıkça her yer toprak kokardı.

*Her güneş doğduğunda beni hatırla.

 NEDEN-SONUÇ İLİŞKİSİ 
Bu tür cümlelerde, yargılardan biri, diğerinin gerçekleşmesine neden olmaktadır. Bir de eylemin hangi gerekçeyle yapıldığını bildiren cümleler de neden sonuç ilişkisi vardır. Bu tip yargıları bulmak için yükleme “niçin” sorusu sorulabilir.
 
“Salıncağın ipi kopunca çocuk yere düştü.” Cümlesinde “Çocuğun yere düşmesini”nin nedeni “Salıncağın ipinin kopması”na bağlanmıştır.

*Sınavda heyecanlandığı için bazı soruları yapamadı.

*Bakımsızlıktan ev harabeye dönmüştü.

*Matbaanın bulunmasıyla okuma yazma oranı arttı.

*Aşırı sıcaklar can kaybına yol açtı.

*Yoğun kar yağışı nedeniyle yollar trafiğe kapatıldı.

*Hediye almadım diye bana darılmış.

 AMAÇ-SONUÇ İLİŞKİSİ 
Öznenin işi, hareketi gerçekleştirme amacı ve sonucu cümle içinde verilir.
 
*Borçlarından kurtulmak için evini satmış.

*Ailesini görmeye Almanya’ ya gitmiş.

*Başbakan, ticari anlaşmalar yapmak üzere yurtdışına çıkıyor.

*Bu ,bizi birbirimize düşürmek maksadıyla söylenmiş bir sözdür.

*Şair, şiirinde herkes anlayabilsin diye yalın bir dil kullanmış.

*Yazar,eleştirmene şirin görünmek maksadıyla iki yüzlü davranıyor.

 DOĞRUDAN ANLATIMLI CÜMLELER 
Herhangi bir konuda bir kişinin görüş ve düşünceleri hiçbir değişikliğe uğratılmadan verilir.Bu cümle genellikle tırnak içinde gösterilir.
 
*Çiçero’nun “Bir yerde yaşam varsa orada umut da vardır.”sözü çok hoşuma gider.

*Kadın,arkadaşının kulağına eğilerek: “Birazdan kalkalım mı?”diye fısıldadı.

*Bu konuda atalarımız: “Cesurun bakışı,korkağın kılıcından keskindir.”der.

*Deskartes’in: “Düşünüyorum öyleyse varım.”sözü çok ünlüdür.

 DOLAYLI ANLATIMLI CÜMLELER 
Bir kişinin sözünün söylendiği biçimde değil de,bazı değişiklikler yapılarak aktarıldığı cümlelerdir.
 
*Onunla bir daha konuşmayacağını söyledi.

*Bernard Shaw,düşünmenin ruhun kendisiyle konuşması olduğunu söylerdi.

*Doktor,babama ilaçları mutlaka içmesi gerektiğini tembih etti.

*Yazar,sanatçı olunabilmek için çok çalışılması gerektiğini vurguladı.

 ÜSLUP VE İÇERİK(KONU)CÜMLESİ 
Yazarın yapıtında neyi anlattığı konuya (içerik)girer.Bu konuyu işlerken kullandığı sözcükler ve cümleler de usluba girer.
 
*Yazar yapıtında 1.Dünya Savaşı yıllarındaki insanların çektiği acıları gözler önüne serer.(Konu)

*Betimlemelerde sıfatlara sıkça yer veren sanatçı cümleleri uzun tutmuştur.(Uslup)

*Romanda,Batı’nın yaşam tarzına özenen bir ailenin yavaş yavaş çöküşü anlatılır.(Konu)

*Şairin,şiirlerinde oldukça az kullanılan sözcüklere ve deyimlere yer vermesi dikkati çeker.(Uslup)

 AŞAMALI DURUM BİLDİREN CÜMLELER 
Bir olayın,durumun olumlu ya da olumsuz yönde giderek değiştiğini anlatan cümlelerdir.
 
*Kadın,her geçen gün biraz daha kötüleşiyor.

*Havalar gittikçe soğuyor.

*Bu çocuğun günden güne huyu değişiyor.

*Ülkemiz her geçen yıl biraz daha büyüyen ekonomisiyle gelecekte gelişmiş ülkeler seviyesine çıkacaktır.

 KİNAYELİ ANLATIMLI CÜMLE 
Bir gerçeği ortaya koymak amacıyla sözü imalı olarak tam karşıtı gelecek biçimde kullanmaktır.
 
*Okulunu ne kadar çok sevdiğin yirmi gün devamsızlık yapmandan belli.

*Eşinin gözündeki morluktan onu ne kadar çok sevdiğin anlaşılıyor.

 ATASÖZÜ 
Çok önceleri söylenmiş olup dilden dile, nesilden nesile geçerek günümüze kadar gelmiş, öğüt bildiren, atalarımızın hayat tecrübelerini yansıtan ve milletin ortak malı haline gelmiş olan sözlerdir.

Atasözlerin Özelliklerini Şöylece Özetleyebiliriz:
 
*Atasözleri halkın ortak malıdır. Söyleyeni belli değildir.

*Kalıplaşmış sözlerdir. Sözcüklerin sırası değiştirilemez. Bir sözcüğün yerine başka bir sözcük konulamaz.

*Kısa ve özlü sözlerdir. Hep insanları ilgilendiren sözlerdir.

*Atasözlerinde geçen sözcükler genellikle gerçek anlamları dışında kullanılmıştır. (Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez.)  Kimi atasözlerinde geçen sözcükler ise gerçek anlamlarıyla kullanılmıştır. (Son pişmanlık fayda vermez)

Sorularda çoğunlukla atasözlerinin anlamları üzerinde durulur.

 ÖZDEYİŞ (VECİZE)  
Özdeyişler, ünlü kişilerin , devlet adamlarının, sanatçıların söylemiş oldukları kısa fakat anlamca  zengin olan sözlerdir.
 
“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” (Atatürk)

“Kargalar ötmeye başlayınca bülbüller susar.” (Hz.Mevlana)

 DEYİM  
Bazen bir olay veya durumu ifade etmek için, o olay veya durumu birebir karşılayacak kelimeler kullanmayız da; çağrışım yaptıracak söz grupları kullanırız. Bunu da ifademize sanat ve akıcılık kazandırmak için yaparız.  Örneğin: Bir insanın telaşlı olduğunu anlatmak için “telaşlıdır” demeyiz de “Etekleri tutuşmuş” ifadesini kullanırız , ama herkes bu kişinin telaşlı olduğunu anlar.
 
Deyimlerin Özellikleri:
 
*Deyimler en az iki kelimeden oluşur. (Kalp kırmak)

*Birden fazla kelimeden oluşan, hatta cümle halinde olan deyimler de vardır. (Taşı gediğine koymak) (Atı alan Üsküdar’ı geçti.)

*Deyimleri oluşturan sözcükleri çoğu zaman gerçek (sözlük) anlamlarından uzaklaşarak mecazlı bir anlatım kazanırlar.  (İşler böyle giderse hapı yutarız.) Ama şunu da unutmamalıyız; bazı deyimler sözlük anlamlarıyla da uzak yakın bir ilişki taşırlar. (Etekleri zil çalmak.) Etekleri tutuşmuş birinin halini göz önünde canlandıralım. Telaş içindedir değil mi?

*Deyimler genellikle iş, oluş, hareket yani bir fiili bildirirler ve fiil gibi çekimlenebilirler. (Kalbimi kırıyorsun ama) (Çocuğun kalbini kırdık anlaşılan) (Kimsenin kalbini kırmamalısın oğul.)
 
DİKKAT: Deyimlerle ilgili soruları çözebilmek için deyimlerin ifade ettikleri anlamları bilmemiz gerekir. Bu nedenle bazı atasözü ve deyimleri gözden geçirmek gerekir.

 TANIMLAMA 
Herhangi bir şeyin ne olduğunu anlatan “Bu nedir?” sorusuna cevap verebilen cümlelere “tanım cümlesi” diyoruz. “Kitap, size istediğiniz zaman ders vermeye hazır bir öğretmendir.” Cümlesinde “kitap nedir?”  dediğimizde “İstediğiniz zaman ders vermeye hazır bir öğretmendir.” cevabını alabiliriz.

 ÖN YARGI (PeEŞİN HÜKÜM)  
Bir olay veya kişiyle ilgili değişik sebeplerden dolayı önceden edindiğimiz olumlu veya olumsuz yargılardır. Kısaca özetlersek ön yargı, sonuçla ilgili önceden karar vermektir. (Bu takım bu sene kesin şampiyon olacak)

 ÖNERİ (Tavsİye)  
Bir konudaki eksikliğin giderilmesi için teklif getirmeye “öneri” adı veriyoruz.  “Hikayede olayların yeri ve zamanı iyi tahlil edilip, yazıya aktarılmalıdır. “ cümlesi bir öneri cümlesidir.

 VARSAYIM 
Bir durumun sonucunun ne olduğunu bilmeden onu kendimize göre bir sonuca bağlamaya “varsayım” diyoruz. “Diyelim ki bu yıl sınavı kazandın.”, “Varsayalım ki aniden çıkageldi.” Cümleleri varsayım cümleleridir.

 KARŞILAŞTIRMA 
Aralarında anlamca ilgi (ilişki) olan iki kavramı benzerlik ya da zıtlık yönünden kıyaslamadır. “Sütten beyaz dişleri var.” Cümledeki dişlerin beyazlığı, sütün beyazlığıyla karşılaştırılmıştır.


*Sinema da tiyatro gibi görsel bir sanattır.

*Doğu Anadolu’nun kışı Akdeniz Bölgesi’ne göre daha çetin geçer.

*Yahya Kemal de Necip Fazıl da şiirlerinde ölüm temasına çok yer vermiştir.

*Bu yılki ürün geçen yıla nazaran daha bereketliydi.

*Sanatçı,diğer çağdaşlarına göre daha sade bir dil kullanmıştır.

*Ressam bu yapıtında ise diğerlerine göre daha canlı renkleri kullanmıştır.

 BİRLİKTELİK (Beraberlik) İLGİSİ İÇEREN YARGILAR 
Bu ilgi, çeşitli edat ve bağlaçlarla  (ile, ve...) sağlanır. “Tatile ailemle gittik.”

 DİĞER ANLAM İLGİLERİ İÇERİN YARGILAR (İstek, karŞILIKLI Yapma, BEĞENME vb.)  
*Onunla iki yıldır haberleşemiyorum. (Karşılıklı yapma)

*Akşam gelin de çay içelim. (İstek)

*Elmaları kardeş payı yaptık. (Eşitlik)

*Bak şimdi resimlerin daha güzel olmuş. (Beğenme)

*Düğün yapmışsın da bana haber vermemişsin. (Sitem)

*Hava bulutlu yağmur yağabilir. (İhtimal)

*Biz öylelerini çok gördük. (Küçümseme)

*Dünyalar kadar işim var. (Abartma)

*Tam içeri girerken güleceği tuttu. (Beklenmezlik)

 YORUM 
Özneldir. Olay veya durumu bir görüşe göre değerlendirmedir. “Şairin çok severek okunulan kitap türü hikayedir” cümlesinde “bence” ifadesi vardır. Bun için öznel bir yargı yapılmıştır. Kısaca olay veya durum kişiye göre değerlendirilmiştir.

 ÜSLÛP 
Sanatçının dili kullanma biçimi, anlatım şeklidir. Her sanatçının kendine göre bir üslûbu vardır. “Sanatçı, eserinde gerçekleri kısa, yalın cümlelerle dile getirmiştir.” Cümlesinde “dili kullanma biçimine” değinilmiştir.

 DEĞERLENDİRME 
Herhangi bir durumun iyi ya da kötü yönlerini ortaya koymadır. Nesnel bir yargı söz konusudur. “Sanatçı, şiirlerinde yabancı sözcüklere bolca yer vermiştir.” Cümlesinde nesnel bir yargı söz konusudur.

 AYNI YA DA YAKIN ANLAMLI CÜMLELER 
Bu konu başlığımızla ilgili olarak, bize sorulan sorularda farklı sayıdaki cümlelerin ifade ettiği, içerdiği anlamın benzeri veya hemen hemen aynısı istenir. “Yüreğim ağzıma geldi.” Cümlesiyle “Çok korktum” cümlesi aynı anlama gelir.


Sevgi sadakatle taçlaşmadıkça ömrü kızgın çöllerdeki bir damla yaş kadardır.

Sadakatin olmadığı bir sevgi uzun ömürlü olamaz.

Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret edemeyen insan yeni okyanuslar keşfedemez.(Andre Gide)

ayatında riskleri göze alamayan insan başarılı olamaz.

Eğer bir insan hangi limana yelken açtığını bilmiyorsa, hiçbir rüzgar işine yaramaz.

Belirli bir hedefi olmayan insan, hangi olanaklara sahip olursa olsun başarılı olamaz.

Yaşamak, karanlık geceye rağmen, buğulanmış pencere camına güneşi çizebilmektir.(Anonim)

En zor anlarda bile umudunu kaybetmeyen insan gerçekten yaşıyor demektir.

Yaşam içinde siyah da bulunan bir gökkuşağıdır.

Yaşam tüm güzelliklerinin yanında olumsuzlukları da barındırır.

 CÜMLE OLUŞTURMA A)Karışık Olarak Verilen Sözcüklerle Cümle Kurma 
Bu tür sorularda bir cümleyi oluşturan sözcükler karışık olarak verilir. Daha sonra bu sözcüklerle anlamlı veya kurallı bir cümle oluşturulması istenir, veya sözcüğün sırası sorulur.
 
DİKKAT: Bu tip sorularda ilk işimiz; önce yüklemi bularak cümlenin sonuna getirmek sonra da sırasıyla öznenin bulunması ve tümleçlerin önem ve görevlerine göre cümlede uygun yerlere konmasıdır.

 B) Karışık Olarak Verilen Cümle Parçacıklarının Sıraya Konması 
Bu tür sorularda cümleyi oluşturan tamlamalar ya da cümlecikler karışık halde verilir. Bizden istenen bu parçacıkları anlamlı ve kurallı bir cümle durumuna getirmektir. Şıklardan hareket ederek, yargı bildiren kelime grubunu sona yerleştirip sıralama yapabiliriz.

 C) Eksik Cümlenin Tamamlanması  
Bu konuyla ilgili sorularda, boş bırakılan yerlerin cümlenin anlamı ve yapısına göre uygun kelimelerle tamamlanması istenmektedir. Böyle sorularda yapacağımız ilk iş, seçeneklerdeki sözcüklerin, cümledeki boşlukları en anlamlı ve kurallı şekilde tamamlanmasına dikkat etmektir. Bunun için de cümlede boş bırakılan yerlere söz dizimi kuralına uygunluk gösteren sözcükler konulmalıdır. Kelimelerin çekim durumlarına, tamlamaları parçalamamaya, kelimenin anlam özelliğine dikkat edilmelidir ki cümle en anlamlı ve kurallı bir yapı kazansın.

DİL-İ BİÇARE

ANLAT DİL-İ BİÇARE'DEN, 
SUN DA İÇSİN YAR ELİNDEN
YANİ HEP BİLİNEN,
ŞEYLERDEN OLSUN
SEN SÖYLE DEDE'NİN
"ZÜLFÜNDEDİR BAHT-I SİYAHIM" BESTESİNİ

MEVLANA'DAN

Hergün bir yerden göçmek, ne iyi,
Hergün bir yere konmak, ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş,
Dünle beraber gitti. Cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi Yeni şeyler söylemek lazım...

NOKTA-I ESRAR

Kur’an’a İncil’e Zebur’a Tevrat’a
İman eden etmiş vahdet-i zata
Biri nefye memur biri ispata
“Lâ, illâ” da, “illâ, lâ” da olamaz
Seyrani