Görme Yeteneğini Kaybeden Adam

Görme Yeteneğini Kaybeden Adam

Bir adam güzel bir kızla evlendi. Onu çok seviyordu. Bir kaç yıl sonra kadında bir deri hastalığı oluştu. Yavaş yavaş güzelliğini kaybetmeye başladı. Bir gün kocası bir iş için seyahate çıktı, dönüş yolunda kaza geçirdi ve görme gücünü kaybetti. Ancak aile hayatı her zamanki gibi devam etti. Artık  adamın dışarılarda dolaşmasına kadın yardım ediyor, kadın gezdiriyordu.  Kadın günler geçtikçe güzelliğini yavaş yavaş kaybetti. Adam onu sevmeye devam etti ve o da onu çok seviyordu.

Bir gün kadın öldü. Ölümü kocasına büyük üzüntü getirdi. Kocası cenaze ile ilgili tüm ritüellerini tamamladı ve artık bu şehirde yaşayamam diyerek şehri terk etmek istedi. Bunu yakınlarına söyledi. 

Adam şehri terk etmek istediğini söylerken arkadan bir adam yaklaştı ve dedi ki: " Nasıl yalnız yürüyeceksin? Bugünlerde karın sana yardım ederdi ". Adam:" Ben kör değilim" diye cevap verdi. Böyle davrandım çünkü bir hastalık yüzünden cildinin durumunu gördüğümü bilseydi hastalığından daha çok incinirdi. Onu sadece güzelliği için sevmedim, aynı zamanda şefkatli ve sevgi dolu doğasına aşık oldum. Ben de kör taklidi yaptım. Sadece onu mutlu etmek istedim dedi.


Ahlaki olarak birini gerçekten sevdiğinizde, sevdiğiniz kişiyi mutlu etmek için sonuna kadar yanında yürürsünüz ve bazen kör davranmak ve mutlu olmak için başkalarının küçük sorunlarını görmezden gelmek bize iyi gelir. Güzellik zamanla solacak ama kalp ve ruh hep aynı olacak. Bir insanı dış görünümü için değil, içindeki güzellikler için sev...

Alıntı

 

DİL-İ BİÇARE

ANLAT DİL-İ BİÇARE'DEN, 
SUN DA İÇSİN YAR ELİNDEN
YANİ HEP BİLİNEN,
ŞEYLERDEN OLSUN
SEN SÖYLE DEDE'NİN
"ZÜLFÜNDEDİR BAHT-I SİYAHIM" BESTESİNİ

MEVLANA'DAN

Hergün bir yerden göçmek, ne iyi,
Hergün bir yere konmak, ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş,
Dünle beraber gitti. Cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi Yeni şeyler söylemek lazım...

NOKTA-I ESRAR

Kur’an’a İncil’e Zebur’a Tevrat’a
İman eden etmiş vahdet-i zata
Biri nefye memur biri ispata
“Lâ, illâ” da, “illâ, lâ” da olamaz
Seyrani