Kendini Tavuk Sanan Kartal

Bir gün civcivler dışarıda oynarken bir kartal yumurtası buldular ve gizlice kendi kümeslerine getirdiler. Yumurta oldukça büyüktü ve bunun, çok büyük tavuğa ait büyük bir yumurta olduğunu düşündüler.
Daha sonra anne tavuk kümese geldi, ona da bunun büyük bir tavuk yumurtası olduğunu söylediler. Böylece anne tavuk bu yumurtayı bağrına bastı ve üstünde kuluçkaya yattı.
Bir gün yumurta çatladı ve içinden siyah tüylü çok farklı bir şey çıktı. Tüm tavuklar onun farlı görünen bir civciv olduğunu düşündüler.
Bu farklı civciv, büyümeye başladıkça daha da farklı görünmeye başlıyor, tüyleri uzuyor, güzel siyah bir renge bürünüyordu.
Ancak annesi sandığı tavuk dahil olmak üzere, çevresindeki herkes onun bir tavuk olduğu konusunda o kadar emindi ki, kendisi de bu farklılığı hiç sorgulamıyordu.
Annesi tavuk, onu bir tavuk gibi büyütmeye çalışıyor, onu tehlikelerden korumak için çeşitli korunma yöntemlerini öğretiyordu.
Bir gün kümeslerinde otururken, havadan hızla heybetli bir kuş geçti. Kendini tavuk sanan kartal annesine dönüp sordu:
– Anne bu ne?
– O bir kartal yavrum. Kuşların en heybetlisidir.
– Ben de onun gibi uçabilir miyim dersin anne?
– Hayır yavrum, sen bir tavuksun. Senden önce pek çok kişi denedi ama başaramadı. Bu yüzden sonunda hayal kırıklığı yaşayacağın bir hayalin peşinden gitme, kendini üzme.
Kendini tavuk sanan kartal, annesinin söylediklerini çok fazla sorgulamadan kabul etti. Hala içinden gelen ses, aslında onun da uçabileceğini söylemesine rağmen, fazla üstüne gitmedi ve hiç ama hiç denemedi.
Bir kartal olarak doğdu ama bir tavuk olarak hayatını yaşayıp, bir tavuk olarak öldü.
Etrafınıza bir bakın, kendi gücünün farkına varamayan, içinde bulunduğu şartları sorgulamadan kabul eden pek çok insan göreceksiniz…

DİL-İ BİÇARE

ANLAT DİL-İ BİÇARE'DEN, 
SUN DA İÇSİN YAR ELİNDEN
YANİ HEP BİLİNEN,
ŞEYLERDEN OLSUN
SEN SÖYLE DEDE'NİN
"ZÜLFÜNDEDİR BAHT-I SİYAHIM" BESTESİNİ

MEVLANA'DAN

Hergün bir yerden göçmek, ne iyi,
Hergün bir yere konmak, ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş,
Dünle beraber gitti. Cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi Yeni şeyler söylemek lazım...

NOKTA-I ESRAR

Kur’an’a İncil’e Zebur’a Tevrat’a
İman eden etmiş vahdet-i zata
Biri nefye memur biri ispata
“Lâ, illâ” da, “illâ, lâ” da olamaz
Seyrani