Hz. Ebu Bekir´in Konuşması

Hz. Ebu Bekir şöyle konuştu:

"Hamd olsun ALLAH´a ki, ben O´na hamd eder, gizli açık her işte O´ndan yardım dilerim.Gecede gündüzde gelecek kötülüklerden de O´na sığınırız!Şehadet ederim ki; ALLAH´tan başka hiçbir ilah yoktur!

O, Birdir; O´nun eşi ve ortağı yoktur!

Şehadet ederim ki; Muhammed Aleyhisselam, O´nun kulu ve resûlüdür!

Onu Kıyametten önce hak ile beşîr ve nezîr olarak göndermiştir.Ona itaat eden doğru yolu bulur, ona isyan eden de helak olur! [1]

Resûlullah Aleyhisselam, önceki yılda, şu durduğum yerde dikilmişti.

(Hz. Ebu Bekir, kendisini tutam ayarak ağladı. Sonra da, Resûlullahın o zaman söylediklerini tekraradı:)

´Size doğru yolu tavsiye ederim. Doğruluktan ayrılmayınız.Çünkü, doğruluk iyilikle bir aradadır, ikisi de cennettedir.

Yalandan sakınınız. Çünkü, yalan kötülükle bir aradadır, ikisi de cehennemdedir.

ALLAH´tan af ve afiyet dileyiniz. Çünkü, hiç kimseye, yakînden sonra, af ve afiyetten daha hayırlısı verilmemiştir.

Birbirinizi kıskanmayınız. Birbirinizle düşmanlık etmeyiniz! Birbirinizle ilişkinizi kesmeyiniz!

Ey ALLAH´ın kullan! Kardeş olunuz buyurmuştu "[2]

Hz. Ebu Bekir konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bundan sonra, bilesiniz ki ey insanlar! Ben sizin en hayırlınız olmadığım halde size emîr oldum. [3]

Fakat, bize Kur"ân ve Peygamber Aleyhisselamın sünnetleri öğretildi de, biz bu sayede bilgi sahibi olduk. [4]

İyi biliniz ki, bana yapılan bey´atı düşünmeden kabul ediverişim, ümmet arasında bir fitne ve fesat çıkmasından korktuğum içindir!

ALLAH´a yemin ederim ki; ben, hiçbir gün veya gece, bunun ne üzerine düşmüş, ne isteklisi olmuş, ne de bu hususta ALLAH´tan gizlice veya açıkça bir dilekte bulunmuşumdur!

Emirlik hizmetinde benim için hiçbir rahatlık yoktur!

Gücüm yetmeyen bir işi elimde olmayarak boynuma takmış bulunuyorum!

Benim yerime daha güçlü bir insanın seçilmiş olmasını ne kadar arzu ederdim!

Size ALLAH´tan sakınmayı tavsiye ederim ! [5]

İyi biliniz ki; akıllılığın akıllılığı, ALLAH´tan son derece sakınmaktır! Akılsızlığın akılsızlığı da, günaha dalmak, haktan yan çizmektir!

Ey insanlar! Ben ancak Resûlullahın izine uyucuyum! Dinde kendiliğimden birşey ihdas ve icad edici değilim! [6]

Eğer bir vazifemi iyi yaparsam, bana yardım ediniz!

Eğer kötülüğe saparsam beni doğrultunuz! [7]

Doğruluk emanettir, yalancılık da hıyanettir! [8]

İnşaallah, içinizdeki en zayıfınız, kendisinin hakkını alıncaya kadar, benim yanımda en güçlünüz olacaktır!

İnşaallah, içinizdeki en güçlünüz de, üzerine geçirdiği hakkı kendisinden alıncaya kadar, benim yanımda en zayıfınız olacaktır! [9]

Ey insanlar! İyi biliniz ki; [10] ALLAH´ın zillete müstahak kıldığı kavimden başka hiçbir kavim, ALLAH yol unda cihadı, savaşı bırakmaz!

Hiçbir kavmin kötülükleri yaygın hale gelmedikçe de, ALLAH o kavmin ibtilâ ve musibetini yaygın hale getimnez! [11]

Ey insanlar! ALLAH´ın Kitabını talep ve öğütlerini kabul ediniz!

Kullarının tevbesini kabul ve günahlarını affeden, ne yaparsanız bilen O ALLAH´tır!

Öyle bir günden korkunuz ki; ´Yürekler gırtlağa dayanmış olarak korku ile dolmuş bulunur! Zalimler için ne yakın bir dost vardır, ne de dinlenebilecek bir kayırıcı vardır!´ [Mü´min: 18]

Bugün, her amel sahibi gücünün yettiği ve kendisini Yüce ALLAH´a yaklaştıracak ameli, onu işlemeye güç yetinemeyeceği gün gelmeden önce işlemeye baksın! [12]

Ben ALLAH´a ve Resûlüne itaat ettikçe, siz de bana itaat ediniz!

ALLAH´a ve Resûlüne asi olduğum zaman sizin bana itaat etmeniz gerekmez! [13]

Kendim ve sizin için ALLAH´tan mağfiret, yariıganmak dilerim. [14]

Haydi, namazınızı kılmaya kalkınız! [15]

ALLAH sizlere rahmet etsin!" dedi. [16]

 

KAYNAKLAR

  1. Belâzuıî, Ensâb, c. 1 , s. 590
  2. Ahmed, Müsned, c. 1, s. 34, Buhârî, Edebü´l-müfred, s. 187-188, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 1265, Hâkim, Müstedrek, c. 1, s. 529.
  3. İbn İshak, İbn Hisam, Sîre, c. 4, s. 311, İbn Sa´d, Tabakât, c. 3, s. 182 İbn Abdi Rabbih, Ikdu´l-ferfd, c. 4, s. 59, Belâzurî, Ensâb, c. 1 ,s.59O, Taberî, c. 3, s. 203, İbn EsTr, Kâmil, c. 2, s. 332.
  4. İbn Sa´d, c. 3, s. 183, Belâzuıî, c. 1, s. 590, Haris el-Muhasibi", er-Riâye, s. 46.
  5. Belâzun, c. 1, s. 590-591, Muhibbut-Taberî, Rıyâdu´n-nadrâ, c. 1, s. 219.
  6. İbn Sa´d, c. 3, s. 183, Belâzun, c. 1, s. 590-591 , Haris el-Muhâsibf, s. 46.
  7. İbn İshak, c. 4, s. 311, İbn Sa´d, c. 3, s. 183, Belâzurî, c. 1, s. 590-591 Taberî, c. 3, s. 203, Haris el-Muhâsibf, s. 46.
  8. İbn İshak, c. 4, s. 311, İbn Esir, c. 2, s. 332.
  9. İbn İshak, c. 4, s. 311, İbn Sa´d, c. 3, s. 183, İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 59, Belâzurî, c. 1, s. 590, Taberî, c. 3, s. 203, İbn Esîr, c.2, s. 332.
  10. Belâzurî, c. 1, s. 591 .
  11. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 311, Belâzurî, Ensâb, c. 1, s. 591, Taberî, Târîh, c. 3, s. 203.
  12. Belâzurî, c. 1, s. 591 .
  13. İbn İshak, c. 4, s. 311, İbn Abdi Rabbih, Ikdu´l-ferfd, c. 4, s. 590, Belâzurî, c. 1, s. 591, Taberî, c. 3, s. 203, İbn Esîr, Kâmil, c.2, s. 332.
  14. İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 59.
  15. İbn İshak, c. 4, s. 311, Belâzurî, c. 1 ,s.591, Taberî, c. 3, s. 203, Muhibbut-Taberî, t 1, s. 218.
  16. İbn İshak, c. 4, s. 311, Taberî, c. 3, s. 203, İtan Esîr, c. 2, s. 332, Muhibbut-Taberî, c. 1, s. 218.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 8/308-310.

DİL-İ BİÇARE

ANLAT DİL-İ BİÇARE'DEN, 
SUN DA İÇSİN YAR ELİNDEN
YANİ HEP BİLİNEN,
ŞEYLERDEN OLSUN
SEN SÖYLE DEDE'NİN
"ZÜLFÜNDEDİR BAHT-I SİYAHIM" BESTESİNİ

MEVLANA'DAN

Hergün bir yerden göçmek, ne iyi,
Hergün bir yere konmak, ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş,
Dünle beraber gitti. Cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi Yeni şeyler söylemek lazım...

NOKTA-I ESRAR

Kur’an’a İncil’e Zebur’a Tevrat’a
İman eden etmiş vahdet-i zata
Biri nefye memur biri ispata
“Lâ, illâ” da, “illâ, lâ” da olamaz
Seyrani