Ne Kadar Yaşadı

Öykü, yüzyıllar önce gözlemlenen bir olayı nakletmektedir:

Bir keşiş araştırma yapmak için bir köye gitmişti. Önce o köyün mezarlığına girdi. Çünkü kültürlerin, yaşam felsefesinin böyle yerlerde gizli olduğuna inanıyordu. Gözleri birden mezar taşlarının üzerindeki rakamlara takıldı. Mezar taşlarında 5, 867, 900, 20003, 4979, 7, 421 örneği, birbiriyle hiç de bağlantısı olmayan rakamlar vardı. Uzun uzun düşündü, fakat bu rakamların anlamını çözemedi. Köyün en bilge kişisine gitti, ona sordu:

“Nedir bu rakamlar Tanrı aşkına?” dedi. “Bu rakamların gösterdikleri ay mıdır, yıl mıdır, saat midir?”

Bilge kişi gülümseyerek yanıtladı:

“Bizler bebeklerimiz doğduğu zaman, bellerine bir ip bağlarız” dedi. “Yaşamı boyunca her güldüğü an, o ipe bir düğüm atarız. Öldükten sonra ise, bellerindeki düğümleri sayar, düğümün sayısını mezar taşına yazarız.”

Bilge kişi, karşısındaki keşişin bir şey anlamadığını görünce açıklamasını sürdürdü:

“Böylece onun, ne kadar ‘yaşamış’ olduğunu anlarız.”•

Bütün Dünya-Bizbize Nisan 2002

 

 

 

DİL-İ BİÇARE

ANLAT DİL-İ BİÇARE'DEN, 
SUN DA İÇSİN YAR ELİNDEN
YANİ HEP BİLİNEN,
ŞEYLERDEN OLSUN
SEN SÖYLE DEDE'NİN
"ZÜLFÜNDEDİR BAHT-I SİYAHIM" BESTESİNİ

MEVLANA'DAN

Hergün bir yerden göçmek, ne iyi,
Hergün bir yere konmak, ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş,
Dünle beraber gitti. Cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi Yeni şeyler söylemek lazım...

NOKTA-I ESRAR

Kur’an’a İncil’e Zebur’a Tevrat’a
İman eden etmiş vahdet-i zata
Biri nefye memur biri ispata
“Lâ, illâ” da, “illâ, lâ” da olamaz
Seyrani