Siz Ne Büyütüyorsunuz

 

 

 

 

Kızıyla birlikte küçük bir dairede yaşıyordu. Eski eşi evi terk etmiş ve bir daha da geri dönmemişti. İş bulabilmek için çalmadık kapı bırakmıyor, ama her seferinde ya bir şeyler eksik ya deneyimi az, ya o iş için nitelikli değil ya da çalışma saatleri uygun olmuyordu.

“Ben biraz farklıyım” dedi gülümseyerek.

“Bu seni rahatsız ediyor mu?” diye sordum.

“Bazen güzel giysiler içinde ya da güzel bir araba veya evde kızım yaşında bir kız çocuğu gördüğüm zaman kendimi çok kötü duyumsuyorum. Herkes çocuklarına iyi olanaklar sağlamak ister.”

“Ama durumun o kadar da kötü değil?”

“Elbette. Açlıktan ya da soğuktan ölmedik şu ana dek ve yaşamda en önemli üç şeye sahibim” diye yanıtladı.

“Nedir bu üç şey?” diye sordum.

“Birincisi, deneyimlerim, ikincisi, gerçek dostlarım, üçüncüsü ise, içimde büyüttüklerim” dedi, hiç tereddütsüz.

Deneyimlerden kasdettiği öyle büyük şeyler değildi. Kızıyla geçirdiği hoş zamanlardı; ormanda yürüyüşe çıkmak, bir ağacın gölgesinde uyumak, müzik dinlemek, ılık bir duş almak ya da ekmek pişirmek gibi.

Dostluk tanımı biraz genişti:

“Gerçek dostlar, bir süre için yaşamınızdan çıksalar bile, yüreğinizden çıkmayanlardır. Yıllar sonra bile, herşeye bıraktığınız yerden başlarsınız; ölseler bile yüreğinizde yaşarlar” diye açıkladı.

İçimde büyüttüklerim konusuna gelince, şunları söyledi:

“Bu herkese göre değişir, değil mi? Ben içimde nefret ya da mutsuzluk büyütmüyorum. Bunu istesem yapardım, ama istemiyorum.”

“Öyleyse sen ne büyütüyorsun?” diye sordum.

Sevgiyle kızına baktı, sonra da bana, minicik çocuğun ışıldayan gözlerini işaret etti ve “Bunları” dedi.•

(Philip Chard’dan)

 

 

 

 

DİL-İ BİÇARE

ANLAT DİL-İ BİÇARE'DEN, 
SUN DA İÇSİN YAR ELİNDEN
YANİ HEP BİLİNEN,
ŞEYLERDEN OLSUN
SEN SÖYLE DEDE'NİN
"ZÜLFÜNDEDİR BAHT-I SİYAHIM" BESTESİNİ

MEVLANA'DAN

Hergün bir yerden göçmek, ne iyi,
Hergün bir yere konmak, ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş,
Dünle beraber gitti. Cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi Yeni şeyler söylemek lazım...

NOKTA-I ESRAR

Kur’an’a İncil’e Zebur’a Tevrat’a
İman eden etmiş vahdet-i zata
Biri nefye memur biri ispata
“Lâ, illâ” da, “illâ, lâ” da olamaz
Seyrani