Mumun Pervaneye Verdiği Cevap
- Ayrıntılar
- Üst Kategori: HİKAYELER
- Cuma, 02 Ocak 2009 05:09 tarihinde oluşturuldu
- Son Güncelleme: Çarşamba, 09 Mart 2016 10:17
- Cuma, 02 Ocak 2009 05:06 tarihinde yayınlandı.
- Gösterim: 4718
dediğini işittim. Mum cevap verdi:
"Ah zavallı âşıkım, dedi, benim de tatlı bir sevgilim vardı: bal! Ben de ondan ayrıldım. Benden de bir Ş i r i n uzak düşünce — Ferhat gibi— ateş başıma çıktı!"
"A iddiacı, diyordu, aşk senin kârın değil ki... Çünkü ne sabrın, ne de ayakta durmaya kudretin var. Sen bir tek alevin önünden, daha yanmadan kaçıyorsun. Oysaki ben, tüm
varlığımla yanıncaya kadar ayakta duruyorum. Aşkın ateşi senin kanadını yakıyorsa — bak — benim baştan, ayağa her yanımı yakıyor"...
"Sen benim meclisleri aydınlatan parıltıma değil, hararetime, yürekler yakan göz yaşlarıma-dikkat et. Ben, tıpkı, dışı nurlar içindeyken içine bakınca yanmış gördüğün Sadi gibiyim."
Gecenin henüz pek az vakti geçmişti. Ansızın peri yüzlü bir dilber onu söndürdü. Mum, başından dumanlar çıkarak:
"Oğlum, dedi, aşkın sonu budur. Sevmeyi öğrenmek mi istiyorsun? Bu yanıştan, ancak sevgilin seni öldürdüğü zaman kurtulacaksın."
Sevdiğinin eliyle can veren bir kimsenin mezarında ağlama. "Ne mutlu ki onun makbulüymüş!" diye düşün.
Aşıksan, başımdan bu derdi atma. Sadi gibi garezden el çek. Bir kere serden geçen insan, başına taş ve ok yağmuru yağsa da, dileğinden el çekmez. Sana ben söylüyorum: "Sakın denize gitme!" diyorum; ama bir kere gittinse, artık, tufanlara teslim olmalısın...