Suya Götürüp Susuz Getirmek

Zengin ve büyük bir aşiretin obasında, genç ve yakışıklı, yoksul bir çoban varmış. Aşiret reisinin kızına aşık olmuş. Kızın da çobanda gönlü varmış ama babası, kızını zengin biri ile nişanlamış.

Bir gün yoksul çobanla genç kızı kuytuda konuşurken görenler, aşiret reisine haber vermişler. İki aşık yakalanmış. Kızı çadırına hapsetmiş, çobana da bir ceza vermek üzere obanın yaşlıları toplanmışlar.

 

Akçakocalardan, çobana acıyan biri şöyle bir teklifte bulunmuş:   "Bu çoban, bize işinin ehli olduğunu ispat etsin. Sürüsünü iki gün susuz bırakalım. Üçüncü gün sürüyü dereye götürsün ama su içirmeden geri çevirsin. Bunu başarırsa, kızı ona verelim" demiş.

 

Bunun imkansız olduğuna inanan ötekiler ve aşiret reisi teklifi uygun bulmuşlar. Sürüyü iki gün susuz bekletmişler. Üçüncü gün oba halkı toplanarak çobanı izlemeye koyulmuş.

DİL-İ BİÇARE

ANLAT DİL-İ BİÇARE'DEN, 
SUN DA İÇSİN YAR ELİNDEN
YANİ HEP BİLİNEN,
ŞEYLERDEN OLSUN
SEN SÖYLE DEDE'NİN
"ZÜLFÜNDEDİR BAHT-I SİYAHIM" BESTESİNİ

MEVLANA'DAN

Hergün bir yerden göçmek, ne iyi,
Hergün bir yere konmak, ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş,
Dünle beraber gitti. Cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi Yeni şeyler söylemek lazım...

NOKTA-I ESRAR

Kur’an’a İncil’e Zebur’a Tevrat’a
İman eden etmiş vahdet-i zata
Biri nefye memur biri ispata
“Lâ, illâ” da, “illâ, lâ” da olamaz
Seyrani