Dadaiz - Egzistansiyalizm

KÜBİZM
20. yy.ın başında Empresyonizme tepki olarak ortaya çıkmıştır.
Daha sonra resimde kendini göstermiştir.
Devamlı ve değişmez olan eşyanın özünün tasvirine çaba gösterir. Eşyanın dış görünüşüyle birlikte özünün de gösterilmesi gerekir. Yalnız dış görünüş değil, duygular da anlatılmalıdır.
Temsilcileri
A. Salmon, Mak Jacob, J. Cocteau
 
EKSPRESYONİZM
Empresyonizme (İzlenimciliğe) tepki olarak doğan bu akım bir bakıma romantizmin değişik bir yorumudur.
Önemli temsilcileri
Franz Kafka, J. Joyce, T.S. Eliot
 
DADAİZM
Kişiyi aklın tutsaklığından ve aklın kurduğu düzenden; sanatı dil, vezin, kafiye, biçim, anlam kaygılarından kurtarmak; kelimeleri bilinen anlamları ve alışılmış estetik kurallaı dışında bir düzenle birleştirmek; kalıplaşmış bütün sistemleri, kuralları, gelenekleri inkâr etmek, yıkmak; kuralsızlığı kural olarak benimsemek temeli üzerine kurulmuştur.
Birinci Dünya Savaşı sırasında eve savaşı izleyen yıllarda baş gösteren karışıklık ve karamsarlık, kişi ve toplum ahlâkının yozlaşması, inançların sarsılması, değer yargılarının alt üst olması; derin bir umutsuzluğa kapılan, her şeyi kuşkuyla karşılayan genç kuşağı toplumda ve sanatta alışılmış her şeyi inkâra ve yıkmaya yöneltmiştir.
Tristan Tzara adlı genç bir şairin Larousse sözlüğünden gelişigüzel açtığı bir sayfada rastladığı “dada” kelimesinin benimsenmesiyle ortaya atılan (şubat 1916) Dadaizm, şiddetli tepkiyle karşılanmıştır. Savaş içinde İsviçre’de doğup 1919-1920 yıllarında Fransa’da en ateşli dönemini yaşayan, zihinleri ön yargılardan kurtarma bakımından olumlu bir yanı da bulunan bu anarşist akım, 1922’de durulmuş, daha sonra yerini sürrealizme bırakmıştır.
 
SÜRREALİZM (Gerçeküstücülük)
1924’te Fransa’da ortaya çıkmıştır.
Sürrealistler, Freud'un psikanaliz yönteminden yola çıkmışlardır.
Sanatçı bilinç altındakileri dışa vurarak eserini oluşturur.
Akıl ve mantık değersizdir. İnsanı yönlendiren iç güdülerdir, bilinç altıdır.
Bu akıma göre edebî eserde bir kişinin sevaplarının yanında günahlarının, ahlâka uygun davranışlarının yanında uygun olmayanların da bulunması gerekir.
Bu akımın kurucuları, sanat hayatlarının ilk yıllarında dadaizmin etkisinde kalmışlardır.
“Gerçeküstücülük, ister söz, ister yazı ile ya da başka bir yolla, düşüncenin gerçek işleyişini ortaya çıkarmak içim başvurulan, içinden geldiği gibi yazma yöntemidir. Bu, aklın denetimi olmaksızın (rüyada olduğu gibi) her türlü estetik ve ahlak kaygısı dışında düşüncenin yazılışıdır”.
Andre Breton
Önemli temsilcileri
Andre Breton Paul Eluard ve Aragon
Türk edebiyatında
İkinci Yeni şairlerinin şiirlerinin çoğunda,Orhan Veli Kanık’ın kimi şiirlerinde bu akımın izleri görülmektedir.
  
EGZİSTANSİYALİZM (VAROLUŞÇULUK)
Bir felsefe sistemidir.
İlk olarak Alman düşünür Martin Heidegger tarafından ortaya atılmış (1927), İkinci Dünya Savaşı yıllarında Fransız düşünür ve romancı Sartre’nin benimsemesi ve edebiyata uygulaması ile bütün dünyada yaygınlaşmıştır.
İnsanın kendi değerlerini kendinin oluşturabileceğini; geleceğini yine kendisinin kurabileceğini savunan bir felsefe akımıdır.
Önemli temsilcileri :J. P. Sartre, Russel, A. Camus, Gide
  
FÜTÜRİZM
Makineyi ve hızı sanata sokan bu akım
20. yy.da ortaya çıkmıştır.
Hayatta her şey hareketlidir. Sanatçı da kendinde bir hız bulmuş ve eserini bu hıza uydurmuştur.
Geçmişe ve durgun davranışa düşmandır. İçinde bulunulan zamanın ve geleceğin dinamizmine yönelmiş, bu hareketliliğin sesini şiirleriyle duyurmuşlardır. Mısralarda makine ve çark sesleri duyurulmaya çalışılmıştır.
Temsilcileri :Marinetti
Türk edebiyatında: Nazım Hikmet.